27 Ekim 2015 Salı

Kasaba Esintisi / Fatih KESER

Bugün sizlerle geçmişte yazdığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Yalnızlığımın kasveti ve memleketimin özlemi rehber olmuş bu yazıma, ne zaman okusam içimi bir huzur kaplar, sakin ve sessiz bir köşede okumanızı tavsiye ederim… Umarım sizin de iki dakikalık huzur aranız olur…

 

“ KASABA ESİNTİSİ

 

Küçük ama şirin köy kokulu kasabaların, gidişi umuda yolculuk, dönüşü hüsran yolları vardır. Doğduğu yer olur gelenler için, kenarları bağlı bahçeli, çiçekli, bir o kadar cennet kokulu ağaçlarla çevrili boş ve dar yolların çıktığı o şirin kasaba. Sanki az kaldı dersiniz ya herşeyin sonuna, “işte orası, aslında benim olmam gereken yer!” dediğiniz, bunca zaman nerede, ne yaptığınızı, zamana acıyarak içinizden geçirdiğiniz, tabelası bile yıllardır üzerine kazınan aşklar haricinde değişmemiş kasabanın, tanımadığınız yüzüne, sanki tanıyormuşcasına ağır aksak sizden yaşlı bir otobüsle ilerlerken, ağaçların gölgesi yüzünüzü ısıtan güneşi perdeler ara ara. Doğrulup koltuğunuzdan, yaşamaya duyduğunuz susuzluğu akıtan bir çeşmeye takılır gözleriniz. Otobüsün durmayışına sitem ederken, şöförün kalın kaşlı, kırışık dolu ifadesine bakıpta doğayı kirlettiğine kanaat edersiniz. Sonra yakınlardaki tepelere bakmak ister betonun soğuğunu çekmiş gözleriniz. Kaçan dakikaya bile yakınırken siz, doya doya seyredin diye yavaşlamaz bile otobüs... Esintisi vardır gelişinizin de, çeşmenin suyunu dağıtır serin serin, içmiş kadar ferahlatır sizi seyretmesi bile. Ağaçlar eğilir gelişinizden, kuru yapraklar uçuşur...

 

Hep kendime benzetmişimdir kuru yapraklarını böyle yol kenarı sıra ağaçların. Bir kenara savruk dururken, rüzgarını bekler yolu düşmüş araçların... Ama, nasıl eserse öyle hisseder yapraklar. Özlem eser gelip geçen arabaların rüzgarları...özlerler. Bazen sitem eser asfaltın sıcağında...isyankar savrulurlar. Bazen de sevmek eser kuru yapraklara gölgeli yolda...ağaçlar bile eğilirler. Adı olsaydı o ılık meltemin, asfalt bile dile gelirdi inan, yapraklar hışırdar, ağaçlar hep eğik dururdu ve sadece o esintinin adını söylerlerdi trafik levhaları yol boyu... İşte ben ne zaman geçsem o yoldan, bazen kuru yaprak olurum yol kenarına savruk, bazen ağaç olurum hep eğik kalmış. Bazen de asfalt olurum gölge altı...

 

İşte ben ne zaman geçsem o yoldan, sevmek eser rüzgarım. Adı yok belki şimdilik ama, olsaydı sen olurdu inan...

 

28/08/2001 Gelecekteki hayat arkadaşıma… “

 

02/02/2008 Hayat arkadaşımla evlendim…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder