27 Ekim 2015 Salı

Yerinde Duramayan Yaşlar / Banu TÜKEL

Bugün yaş kategorilerini yazasım geldi. Hepimiz demişizdir “ah bir 18 yaşına gelsem” . Dedik de ne oldu, ne değişti peki… Her şey yerli yerinde duruyordu, aynıydı değil mi. Oda aynı, pijamalar aynı ve ‘’okul bitmeli, iş hayatına atılmalıyım’’ sendromları  da aynı…

 

20’li yaşlar kadınların en dinamik olduğu dönem ama bir o kadar da bizlerin su gibi harcadığı yıllar. Acabalar beynimizde uçuşur, güzellik denemeleri bitmek tükenmek bilmez bir hal alır, saçlar, kaşlar, makyaj teknikleri, sevgiliye ve çevreye kendini beğendirme çabaları…

 

Amaa..!!! 30’una geldin mi yaşamdaki farkındalıklar ağır basmaya başlar, fiziksel güzelliğe biraz daha önem vermeler artar, kariyer hedeflerin tavan yapmıştır zaten… Hafif göz kenarlarındaki kaz ayakların da şekil almaya başlamıştır…

 

Ne derseniz deyin, bana göre 40 yaş bir ödül. Sendeki her şeyin izi gibi… Dönüm noktası. 40 yaşında, olanlara isyan etmeyi bırakıyorsun, kişisel  kaygılardan uzaksın, insanların düşüncelerini kabul ediyor, edemediklerinle de ilişkini rahatça bitirebiliyorsun. En önemli sözcük “Hayır” demeyi öğreniyorsun. Fiziğini tanıyorsun, kaşını, gözünü, vücudunu…

 

Yani 40’lı yaşlar kadının en güzel yaşlarıdır vesselam. Ben bu yaşa kadının güzelliği ile perçinlenmiş tılsımlı bir köprü diyorum.

 

Güzelliklerle Kalın…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder