Sevgili okuyucular ;
Bu haftaki yazıma Mustafa Denizli'nin takımının başında sahaya çıkmaması ile başlamak istiyorum. Burada karşımıza iki soru çıkıyor ; Mustafa Denizli yeni takımı olan Galatasaray'a mı güvenmiyor yoksa kendine olan özgüveni mi yok ? O kadar ilginç ki başka bir ülkeden yabancı bir hoca gelse belki takımın ilk maçını tribünde izleyip
tanımak ister, yeni takımının hatalarını ve doğrularını analiz etmek ister, en azından yenilirse tepki almamak için riske girmek istemez.
Fakat Mustafa Denizli gibi Galatasaray'ı çok iyi tanıyan, her hafta televizyonda ve gazetede maç öncesi ve sonrası analizlerini yapan yeni teknik adam tribünde oturarak seyirci kalıyor. Peki geçmişe baktığımızda beğenmediğimiz Roberto Mancini: " Takımı bir günde maça hazırlamak handikap ama Juventus'u iyi tanımam avantaj olabilir " diyerek sahaya çıktı. Sen de Galatasarayı iyi tanıma avantajını kullanarak sahaya çıkabilirdin. Demek ki sorunun cevabı; hem kendine hem de takımına güvenmiyorsun !....
A.Madrid maçına dönecek olursak ; eminimki benim gibi çoğu taraftarın da üzüldüğü dünkü yenilgi değildi. Sahada kendine güveni olmayan, mücadeleden noksan ve ruhunu ortaya koyamayan bir takımın olmasıydı. Şampiyonlar ligine devam etmek için olması gereken tek şey mutlak bir galibiyetti. Ama maçın tamamına baktığımız zaman Sneijder'in girdiği gol pozisyonu dışında hiçbir etkisi olmayan Galatasaray izledik. Sahada 90 dakika boyunca kendi sahasında sürekli baskı gören bir Galatasaray ile hızlı ve akıllı oynayan bir A.Madrid takımı vardı. Çoğu maçta olduğu gibi A.Madrid maçında da övünebileceğim tek oyuncu Muslera'ydı ve belkide takımını tarihi bir farktan kurtardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder