Bana göre, güzellik demek; bir yanıyla da dingin bir yüz, çizgisiz bir alın demek. Derin, iyi alınmış bir uykudan kalkan, Dinamik bir vücut ve kafası problemlerle dolup taşmayan. İçi rahat bir insan demek. Ben nezaman mutlu mesut bir uykuya dalsam mesela, Sabahleyin kafamda uyandığım yeni bir sabaha şükretmekten başka bir derdim tasam olmasa, aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm yüzü beğenirim. Kendimi severim. Fakat ne zaman aksi olsa, kafamda binbir türlü problem, Bölük pörçük uyusam ve kalktığımda yeni bir gün doğmakta olduğunun farkında bile olmadan bir gece önce kaldığım yerden problemlerime takılmaya devam etsem, aynaya baktığımda karşımda yorgun ve biraz da yabancı birini görürüm.
Oysa her yeni gün yaşanacak yeni deneyimler demek, Ama iyi, ama kötü, Her birinden alacağımız dersler var. Hayatı seviyorum, ''Dert, tasa bana ne yazar'' demek lazım.
Sanırım biraz da bu yüzden günümüzün new age akımları meditasyon, yoga, Detoks gibi stresi hayatımızdan çıkarmaya ve içe dönmeye odaklanan metodları günlük hayatımızın bir parçası yapmaya çalışıyorlar. Haksız da değiller hani.
Güne meditatif bir yürüyüşle başlamak muhteşem güzel veya yürüyüşe vakti olmadığında insanın 10 dakika meditasyona oturup, yani basitçe içine dönüp, var olduğunun farkına varması ve güne öyle başlaması da harika bir duygu. Yaşamak her gün kutlanacak bir olgu, arkadaşlar, Hayat tüm problemlere rağmen bir o kadar güzel. Yalan mı? Çözülmeyecek hiçbir problem yok. Stresi hayatınızdan çıkarın, yaşamanın tadına varın. Bugünden başlayıp her yeni güne, neşeyle başlayın. Kalkar kalkmaz ilk iş, pencereleri açıp temiz serin kasım havasını derin derin içinize çekin.
Evden çıkmayacak olsanız dahi, güzel giyinin, makyaj yapın, kendiniz için. Mis gibi kokular sürünün. Yaşadığınız için sevinin. Aynaya bakın. Güzelsiniz. Bu dünyada biriciksiniz. İyi ki varsınız.
Hepiniz sağlıkla, güzellikle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder