5 Kasım 2015 Perşembe

YÜREĞİNİZ “BİZ OLMA” YOLUNDA ÇARPSIN / İrem Çiper


Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.

Henry Ford











“Kıbrıs’ın suyundan içenin mutlaka yolu bir daha oraya düşermiş .”demişti annem, balayında Kıbrıs’a gittiklerini hatırlatarak. Daha henüz 17 yaşındaydım. “Ben orda okumak istiyorum.” dediğimde de fazla karşı çıkmamışlardı. Bilirlerdiçünkü aklıma koyduğumu tecrübe etmeden bırakmayacağımı.

Bora Bora, Seyşeller gibi görselbir şölen hayal ederken uçaktan kuş bakışıyla AyersKayalarının kütlece büyüğünü görmek her ne kadar beni hayal kırıklığına uğratsa da depresif pollyanna halet-i ruhiyemle, ömrümün en güzel dört senesinin geçeceğine inandırmıştım kendimi. Nitekim öyle de oldu.

Zaten sıcak memleket insanı olmamdan mütevellit pek yadırgamayacağımı düşündüğüm (!) sıcaklara aşina bir şekilde, havaalanındanemin adımlarla çıkışa doğru yönelirken tabanımın dörtte üçünün asfaltla bütünleşeceğini tahayyül edememiştim. Yurduma ilk adımımı attığımda ilk arkadaşım Gregor Samsa olmuştu. Yalnız bu, şahinden olma gergedan böceğinden doğma bir yaratıktı resmen. Uçan kara böcek korku filmi türünde imdb’den9.8’i fazlasıyla hak etmişti.  Atsineğinden korkan bir kız çocuğuna- takdir edersiniz ki- bu travma fazlasıyla ağır gelmiş,Kafka’nın betimlemelerinin vücut bulması ayrıcalıklı hissettirse de haliyle nasıl bir yere geldiğim konusunda beni, derin sorgulamalara itmişti.

Şimdi daha iyi anlıyorum ki: hiç tanımadığım kültürdeki insanlar,yaşam tarzları, birbirinden farklı ideolojiler aslında kimliğime ve beni ben yapacak bu hayat okulunda; yoluma yol olacakrengârenktaşlarmış. Her biri farklı bir “ben” yaratmış farkında olmadan. O kadar güzel dostluklar biriktirmişim ki seslerini her duyduğumda “iyi ki geçtin hayatımdan Kıbrıs” diyerek sessiz bir teşekkür sunmuşumdur Yavru vatana…

Bana kattıkları ve benden aldıklarıyla hepsi, bir bulmacanın parçaları sanki… Tamamlanınca ne de güzel bir hazine çıkmış ortaya.Ne zaman konusu geçse “ömrümün en güzel dört senesi” diyerek derin bir duygusallık tüneline girerim…Gençliğimin zaman tüneli… Laf yerini bulmuşken iyi ki varsınız, hep başımın üstünde olunuz dostlar…

                Şimdi yıllar sonra o küçük kızın orda ne kadar büyüdüğüne  bu güzel oluşum içerisinde bir kez daha şahit oldum.Ne iyi oldu “bir” olmak… Bir çatı altında toplanmak…

Farklı yıllarda aynı şeyleri yapmış olmayı okumak iyileştirici bir tedavi değil de neydi? Bu kadar kısa sürede nasıl oldu da bu duygu selini yaşadık? Bu başka hangi okulun mezunlarında olabilirdi ki? Hangi aidiyet duygusu bu kadar güçlü olabilirdi?

Ben de Salamis sahilinde sabahlayıp çimlerde oturma sefası uğruna derslerden kaytarmamış mıydım?Bir kahvenin kırk yıllık hatır temelini ders aralarında içtiğimiz o sıcak sohbetlerde atmamışmış mıydım?

Namık Kemal zindanında dostlarla, uzun uzun edebi sohbetler eşliğinde sıcak çayımızı yudumlamamış mıydık? Çok da eğlenmiştik evde çiğ köfte partilerinde. Her türlü makineyi deneme-yanılma metoduyla, boza kıra tamir etmemiş miydik? Paramız kalmadığında “tuzlu suda makarna da güzel oluyormuş” diyerek mutfağımıza farklı bir tat katmamış mıydık? Rize’den gelen Ahmet’le Kayseri’den gelen Hasan; İzmirli Eda’nın yaptığı yemeği aynı tabaktan yememiş miydi?

                Uzun lafın kısası yoktur derler ama kendi memleketlerimizden ayrıldığımızda; biz, bizden olmayana kucak açmayı, farklı düşüneni de sevmeyi ; kısaca kardeş olmayı öğrenmemiş miydik ?

                Bütün Kıbrıs üniversitelerini tek çatı altında toplamayı amaçlayan Türkiye’nin en büyük vakfının değerli kurucularına minnetlerimi sunmayı kendime bir borç bilirim. Bu güzel oluşumu bir ömür yaşatmak adına yüreklerimizi ortaya koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

                Şimdi bu güzel ritmi bozmadan güzel işler başarma yolunda “BİR OLMA” düşüncesini iyice özümseyerek Kuzey Kıbrıs Mezunlar Vakfı’nda ilklere imza attığımız günleri yaşamak istiyoruz.

                Biz Doğu Akdeniz Üniversitesi değiliz, biz Girne Amerikan Üniversitesi değiliz, biz Lefke Avrupa Üniversitesi değiliz, biz Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi değiliz,Biz Yakındoğu Üniversitesi de değiliz. Unutmamamız gereken bir şey daha var ki bizler farklı kepleri atmış fakat aynı ruhu yaşamış bir toprağın mezunlarıyız.

 

Sevgili dostlar,

Kalp herkeste var biliyoruz  lakin yürek ayrı bir şeydir. “Yüreğiniz “BİZ” olma yolunda çarpsın.” diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2 yorum: