Bu yazımda karakter
oluşumundan söz edeceğim. Karakter kavramı ile kişisel
ahlakı ima eder. Dolayısıyla da sahip olduğumuz
karakterimiz yani kişisel ahlakamız bizim kaderimizi belirleyecek ölçüde
ehemmniyet arz eder. Öyleyse kaderimizi belirleyecek
ölçüde mühim olan karakterimiz nasıl oluşmaktadır? Karakterimizi oluşturan
temel etmenler ya da belirleyiciler nelerdir? Karakter konusunda asıl önemli
olan husus burasıdır.
Karakter oluşumunda elbetteki
genetik faktörler ön plandadır. Yani biz daha doğmadan önce karakterimizin ana
hatları genlerimiz yoluyla çizilmektedir. Ancak bu ana hatlar dışında kalan tüm
boşluklar- ki önemli boşluklar bunlar-ise aile ve çevresel faktörler tarafından
doldurulur. Yani, karakter oluşumunda,
ilk çocukluk dönemleri olan 6-7 yaş civarına kadar kalıtım yoluyla çizilen ana
hatlara çevresel faktörler yoluyla başka özellikler de eklenir. Böylece
diyebiliriz ki bir bireyin karakter oluşumunda, kalıtım yani doğuştan getirdiklerimiz
kadar, geri kalan büyük bir kısmını oluşturan aile ve çevreden öğrenilenler
teşkil etmektedir. Burada
unutulmamalıdır ki, karakter oluşumunda çok önemli bir yere sahip olan ilk
çocukluk yılları (0-7 yaş) kadar,
ergenlik yıllarının da özellikle aile ve çevre faktörü açısından çok önemli bir yere sahiptir.
İşte tam da burada orataya çıkan
gerçek, karakter oluşumunda aile ve
çevre faktörünün çok önem arz ettiğidir. Peki biz karakterimizi oluştururken
aile ve çevremiz bizi nasıl etki etmektedir? Karakter oluşumu hangi yollarla
gerçekleşmektedir?
Karakter oluşumnda sihirli kelime
‘’öğrenme’’ dir. Ama bu öğrenme şekli, taklit ederek, gözleyerek ya da
gözlemleyerek gerçekleştirilen öğrenme türüdür. Psikologlar olarak biz buna
çocuğun ‘’rol model’’ alması diyoruz. Çocuk etrafındaki kişileri ‘’rol model’’
alarak yani onları taklit ederek, gözlemleyerek onlara benzemeye çalışır. Çocuk
için ilk ‘’rol model’’ elbetteki anne babası olmaktadır. Daha sonra var ise büyük
kardeşleri, diğer aile büyükleri, hatta konu komşu da olabilmektedir. Ancak
çocuk evden dışarıya çıktıkça, büyüdükçe ‘‘rol model’’ leri de değişmektedir.
Özellikle günümüzde, sanal alemde ve TV de sık sık yer alan medyatik kişiler
dediğimiz, sanatçılar, şarkıcılar,
starlar, oyuncular, sporcular çocuğun başlıca ‘‘rol model’’ aldığı kişiler
olmaktadır. İşte asıl tehlike burada başlamaktadır. Düşünün çok medyatik, her
gün TV de izlediğimiz popüler bir sanatçının aynı TV de madde bağımlısı olduğunu
ve uyuşturucu kullanmaktan göz altına alındığını da görmekteyiz. Medyatik bir
kişinin bu durumu onu rol model alan yani onun gibi olmak isteyen, onu taklit
eden, onun gibi giyinmeye, onun gibi saçını kestirmeye çalışan bir çocuk ya da
genç için ne ifade etmektedir? Çocuğun ya da gencin örnek aldığı, imrendiği,
hayranlıkla izlediği bir kişinin madde bağımlısı olması çocuğun karakter oluşumunda
nasıl etki eder? Elbette tehlike sadece bu değildir. Sorumluluk her yetişkin
birey için söz konusudur. Eğer siz bir yetişkin birey iseniz hal ve
davranışlarınıza çok dikkat etmelisiniz. Çünkü etrafınızda örnek teşkil
ettiğiniz hatta siz istemeseniz dahi sizi kendine örnek alan, sizi taklit eden,
sürekli gözleyen hep küçük insanlar var. İşte yetişkin olmanın ve yetişkin gibi
davranma sorumluluğunun altında yatan önem budur. Dolayısıyla bir yetişkinin
canının istediği gibi umarsızca, rastgele ya da öylesine davranmaya ne hakkı ne
de lüksü vardır. Yetişkin olmak demek çok ciddi sorumluluk sahibi olmak demektir. Çünkü eğer
çocuk ve ergenlerle dolu bir toplumda
yaşıyorsak bizi gözetleyen, taklit eden, örnek alan hatta bizim yolumuzdan
gitmek isteyenlerin olduğunu asla unutmamalıyız.
Hele hele anne babalara ve
öğretmelere bu konuda iki misli önemli görevler düşmektedir. Çünkü çocuğun
örnek aldığı ilk kişiler anne babaları ve öğretmenleridir. Özellikle okul öncesi dönemde en etkili faktör önce aile,sonra
okul olarak öne çıkıyor.Bu dönemler çocuklarda taklit eğiliminin dikkat çektiği
dönemlerdir. Çocuk ilerde kendisiyle özdeşleştireceği pek çok davranış biçimini
bu yaşlarda, başkalarını taklit ederek öğreniyor. Toplum içinde kim
olduğunu,ondan kim olmasının beklendiğini,hangi davranışlarının kabul görüp
hangilerinin reddedildiğini belirlemeye çalışıyor.Bu aşamalar sırasında kendi
toplumsal kabul değerleri ve beğenileri oluşuyor.Bütün bu aşamalar aslında
zincirleme olarak birbirini hem etkiliyor,hem de tetikliyor. Dolayısıyla da
ailenin ve çocuğun içinde yaşadığı toplumun etkisi de aynı derece önem arz
etmektedir. Burada toplumun etkisi ise aslında o toplumu oluşturan yetişkin bireylerin etkisi olmaktadır. Çünkü yukarıda
da belirttiğim gibi yetişkin bireylerin çocuğun karakterinin oluşmasında
doğrudan önemli bir payları vardır.
Dolayısıyla da karakter eğitiminde
çok önemli bir yere sahip olan ’’rol model’’ konusunda önce anne babalara sonra tüm yetişkin bireylere ve özellikle de medyatik kişilere çok önemli
görevler düşmektedir. Bilmeliyiz ki, sağlam karakterli toplumlar sağlam
karakterli bireylerden ve sağlam karakterli bireyler de sağlam karakterli
çocuklardan meydana gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder