4 Kasım 2015 Çarşamba

Karakter Oluşumu / Elif Güneş

Bu yazımda karakter oluşumundan  söz edeceğim. Karakter kavramı ile kişisel ahlakı ima eder. Dolayısıyla da sahip olduğumuz karakterimiz yani kişisel ahlakamız bizim kaderimizi belirleyecek ölçüde ehemmniyet arz eder. Öyleyse kaderimizi belirleyecek ölçüde mühim olan karakterimiz nasıl oluşmaktadır? Karakterimizi oluşturan temel etmenler ya da belirleyiciler nelerdir? Karakter konusunda asıl önemli olan husus burasıdır.

            Karakter oluşumunda elbetteki genetik faktörler ön plandadır. Yani biz daha doğmadan önce karakterimizin ana hatları genlerimiz yoluyla çizilmektedir.  Ancak bu ana hatlar dışında kalan tüm boşluklar- ki önemli boşluklar bunlar-ise aile ve çevresel faktörler tarafından doldurulur.  Yani, karakter oluşumunda, ilk çocukluk dönemleri olan 6-7 yaş civarına kadar kalıtım yoluyla çizilen ana hatlara çevresel faktörler yoluyla başka özellikler de eklenir. Böylece diyebiliriz ki bir bireyin karakter oluşumunda, kalıtım yani doğuştan getirdiklerimiz kadar, geri kalan büyük bir kısmını oluşturan aile ve çevreden öğrenilenler teşkil etmektedir.  Burada unutulmamalıdır ki, karakter oluşumunda çok önemli bir yere sahip olan ilk çocukluk yılları (0-7 yaş)  kadar, ergenlik yıllarının da özellikle aile ve çevre faktörü  açısından çok önemli bir yere sahiptir. 

            İşte tam da burada orataya çıkan gerçek,  karakter oluşumunda aile ve çevre faktörünün çok önem arz ettiğidir. Peki biz karakterimizi oluştururken aile ve çevremiz bizi nasıl etki etmektedir? Karakter oluşumu hangi yollarla gerçekleşmektedir?

            Karakter oluşumnda sihirli kelime ‘’öğrenme’’ dir. Ama bu öğrenme şekli, taklit ederek, gözleyerek ya da gözlemleyerek gerçekleştirilen öğrenme türüdür. Psikologlar olarak biz buna çocuğun ‘’rol model’’ alması diyoruz. Çocuk etrafındaki kişileri ‘’rol model’’ alarak yani onları taklit ederek, gözlemleyerek onlara benzemeye çalışır. Çocuk için ilk ‘’rol model’’ elbetteki anne babası olmaktadır. Daha sonra var ise büyük kardeşleri, diğer aile büyükleri, hatta konu komşu da olabilmektedir. Ancak çocuk evden dışarıya çıktıkça, büyüdükçe ‘‘rol model’’ leri de değişmektedir. Özellikle günümüzde, sanal alemde ve TV de sık sık yer alan medyatik kişiler dediğimiz,  sanatçılar, şarkıcılar, starlar, oyuncular, sporcular çocuğun başlıca ‘‘rol model’’ aldığı kişiler olmaktadır. İşte asıl tehlike burada başlamaktadır. Düşünün çok medyatik, her gün TV de izlediğimiz popüler bir sanatçının aynı TV de madde bağımlısı olduğunu ve uyuşturucu kullanmaktan göz altına alındığını da görmekteyiz. Medyatik bir kişinin bu durumu onu rol model alan yani onun gibi olmak isteyen, onu taklit eden, onun gibi giyinmeye, onun gibi saçını kestirmeye çalışan bir çocuk ya da genç için ne ifade etmektedir? Çocuğun ya da gencin örnek aldığı, imrendiği, hayranlıkla izlediği bir kişinin madde bağımlısı olması çocuğun karakter oluşumunda nasıl etki eder? Elbette tehlike sadece bu değildir. Sorumluluk her yetişkin birey için söz konusudur. Eğer siz bir yetişkin birey iseniz hal ve davranışlarınıza çok dikkat etmelisiniz. Çünkü etrafınızda örnek teşkil ettiğiniz hatta siz istemeseniz dahi sizi kendine örnek alan, sizi taklit eden, sürekli gözleyen hep küçük insanlar var. İşte yetişkin olmanın ve yetişkin gibi davranma sorumluluğunun altında yatan önem budur. Dolayısıyla bir yetişkinin canının istediği gibi umarsızca, rastgele ya da öylesine davranmaya ne hakkı ne de lüksü vardır. Yetişkin olmak demek  çok ciddi  sorumluluk sahibi olmak demektir. Çünkü eğer çocuk ve ergenlerle dolu  bir toplumda yaşıyorsak bizi gözetleyen, taklit eden, örnek alan hatta bizim yolumuzdan gitmek isteyenlerin olduğunu   asla unutmamalıyız.

            Hele hele anne babalara ve öğretmelere bu konuda iki misli önemli görevler düşmektedir. Çünkü çocuğun örnek aldığı ilk kişiler anne babaları ve öğretmenleridir. Özellikle okul öncesi dönemde en etkili faktör önce aile,sonra okul olarak öne çıkıyor.Bu dönemler çocuklarda taklit eğiliminin dikkat çektiği dönemlerdir. Çocuk ilerde kendisiyle özdeşleştireceği pek çok davranış biçimini bu yaşlarda, başkalarını taklit ederek öğreniyor. Toplum içinde kim olduğunu,ondan kim olmasının beklendiğini,hangi davranışlarının kabul görüp hangilerinin reddedildiğini belirlemeye çalışıyor.Bu aşamalar sırasında kendi toplumsal kabul değerleri ve beğenileri oluşuyor.Bütün bu aşamalar aslında zincirleme olarak birbirini hem etkiliyor,hem de tetikliyor. Dolayısıyla da ailenin ve çocuğun içinde yaşadığı toplumun etkisi de aynı derece önem arz etmektedir. Burada toplumun etkisi ise aslında o toplumu  oluşturan yetişkin  bireylerin etkisi olmaktadır. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi yetişkin bireylerin çocuğun karakterinin oluşmasında doğrudan önemli bir payları vardır.

            Dolayısıyla da karakter eğitiminde çok önemli bir yere sahip olan ’’rol model’’ konusunda önce anne babalara  sonra tüm yetişkin bireylere  ve özellikle de medyatik kişilere çok önemli görevler düşmektedir. Bilmeliyiz ki, sağlam karakterli toplumlar sağlam karakterli bireylerden ve sağlam karakterli bireyler de sağlam karakterli çocuklardan meydana gelir.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder